Datça – Muğla

Datça – Muğla

Datça Datça güzel Datça, denizi koyları, eşsiz dokusu ve havası ile koca bir yarımada.



Ziyaret edenlerden hep duyardık. Datça harika, Datça muhteşem diye. Gazı aldık tabi bizde düştük yollara. Çadırımız ile harekete geçtik her zamanki gibi.

Corona virüs dolayısı ile herhangi bir otel ya da pansiyonda kalmayı pek istemedik. O yüzden kaplumbağa misali evimiz sırtımızda koyulduk yollara.

Datça da kamp kurulacak alanları araştırır iken gördük ki kamp alanlarının çoğu dolu. Ya da berbat bir yapıda. Öncelikli araştırmamız internet üzerinden oldu. Sonrasında ise arkadaşlarda da görüş alarak bizim için en uygun kamp yapılacak denize nazır alan olarak, Datça’nın Palamut Bükünde yer alan Akçabük Kamp alanını tercih ettik.

Kamp kurduğumuz alan çok büyük ve denize kıyısı olan bölgelerden bir tanesi. Merkeze yarım saat mesafede olsa da sahili olduğu için burayı tercih ettik. 

Peki, buraya ulaşım nasıl diye soracak olursanız, yol çift şerit ve gidiş geliş olduğunu göreceksiniz. Araba sollamanın nerede ise imkanı olmayan kısımlar çokça mevcut. Dağın başından, eteğine kadar  inip çıkıyorsunuz sürekli. Dağların tepesinden göreceğiniz manzaralar için yer yer cepler yapılmış.

Bu yolda bizi en çok zorlayan, yolun gidiş geliş olmasının yanı sıra eğimin %8 - %10 gibi düzeylerde olması idi.

Neyse ki bu yol tamamlandıktan sonra kamp alanımızda dinlenmeye geçebiliriz dedik. Araştırmalarımız sonrası bulduğumuz Akçabük Kamp alanını tercih ettik konaklama için. Kamp ücreti günlük bu tesis te kişi başı 38 tl idi. Bölgedeki en uygun kamp ücreti. Ortak kullanım buzdolabı, bulaşık yıkama alanı, tuvalet ve duşlar ile birlikte giriş noktasında mini bir market te mevcut. Ayrıca tesis içerisinde bir bar ve restoran da mevcut. Tesis te kendi çadırını kurabileceğin gibi bungalov ve çadır da kiralama imkanı bulunmakta imiş.  Tesis temizliği idare edecek düzeyde idi.

Gelelim güzel Datça’nın nasıl bir yer olduğuna.

Datça koyları ve denizi, Datça merkez ve eski Datça olarak değerlendirerek çıktık keşfe.

Koylarını kamp alanına ulaşana kadar fazlası ile görürken geçtiğimiz her noktada yüzesimiz gelmedi desek yalan olur.

Öncelikle bölgenin en eski temasının, gerekli yenileme çalışmaları ile korunduğu Eski Datça kısmını dolaştık. Eski Datça’ya girmeden aracınızı koyabileceğiniz ücretsiz bir otopark çıkıyor karşınıza.

Eski Datça tek veya iki katlı bahçeli evlerden oluşmakta. Dar sokaklar, çiçekli evler, rengârenk pencereler ve tabi ki fotoğraf çekilmeden duramayacağınız o güzel sokaklar ile karşıladı bizi.

Dar sokaklar arasında kaybolmak için dolaşır iken, evlerin ihtişamının yanı sıra o güzel çiçeklerinin de yansıttığı tema çok hoşumuza gitti. Hemen kafamızda bir soru işareti. Burada evler kaç paradır acaba? :D:D:D Bizim ki de laf çadırdan şatoya terfi edecez sanki :D

Datça’nın dar sokaklarında bölge halkının yol kenarlarına kurduğu satış ünitelerinde yöresel ürünleri görebilme imkânı bulabilirsiniz. Ayrıca meydan gibi bir alanda hediyelik ürünler ve magnetler de mevcut.

Daha önce sinema filmi olarak izlediğimiz Dondurmam Gaymak filmi burada bir dondurmacı dükkânının adı ile bütünleştirilerek hizmet vermeye başlamış. Film burada mı çekilmişti ya dedik birbirimize.

Dar sokaklar arasında bir de tabela dikkatimizi çekti. Tabela da Can Yücel Sokağı yazmakta idi. Sokak boyunca yürüyerek önemli bir şairimizin adının yaşadığı bu yeri sanki Can Yücel geçiyormuşçasına hissederek geçtik. Ayrıca Datça merkez de de Can Yücel’in şiirleri yer yer tabelalarda görebilme şansı elde ettik..

Eski Datça da en çok dikkatimizi çeken ürün Bademli Eski Datça Gazozu oldu. Datça merkez e gitmeden deneriz dedik ancak, dalınca eski Datça nın güzelliklerine aklımızdan çıkıverdi.

Neyse, Datça merkez de bizi bekler diyerek veda edip eski Datça’ya, düştük yeniden yollara. 

Eski Datça ile Datça Merkez arası yaklaşık 15-20 dakika arası.

Arabamızı her zamanki gibi çarşı merkezinden gerilere bir ara sokağa bıraktık. Merkez biraz kalabalık olduğu için yürüyerek keşfetmek istedik. Datça da ne yenir diye düşünürken restoran ve cafelerin önünden geçerken bulduk kendimizi.

Çok farklı bir yemek gözümüze çarpmayınca en iyi bildiğimiz yemeği yiyelim dedik kısa bir keşif turundan sonra.

Datça merkez de yer alan marina çevresinde denize girilebilecek çok güzel bir sahil mevcut. Sahil çevresinde yer alan Caferlerde dinlenebilme imkanı da bulunmakta.

Turizmin en yoğun olduğu bölgeler arasında yer alan Datça da her sahile giriş ücretli. Bu en çok eleştirdiğimiz konular arasında yer aldı. Bu sebeple kamp kuracağımız alanı biraz uzakta ve sahil kenarında tercih ettik.

Birkaç saatlik keşif sonrası bölgeye özgü Bademli Datça Gazozunu deneme fırsatı bulduk. Ayrıca bölgede Bademli Datça Kahvesi de varmış. Deneyebileceğiniz bölgeye özgü tatlar arasında imiş. Belki de çok daha fazlası vardır ancak saatlerdir yürümemiz ve Datça’yı tanımamız sonrası biraz yorulduk ve denizin serinliği ile birlikte rahatlama ihtiyacı hissettiğimizi fark ettik.

Gezi güzergâhlarımız arasında bir noktaya daha tik atarak tamamladık Datça’yı. Belki bir daha geliriz, belki yeniden görüşürüz diyerek selam durduk Datça’ya.

Doğası ve sahilleri çok güzel olmasına rağmen fazlaca işgal edilmiş bir tatil yöresi gibi geldi bize. Maalesef ki bu durum pek hoşumuza gitmedi Datça da umarım gerekli merciler bu duruma el atarak halkın daha rahat kullanabileceği alanlar oluşturur. Bizler de bu şekilde belki tekrar tekrar gelip ziyaret ederiz Datça' nın güzelliklerini. 

 

Huriye ve Umut

#hurimu 

 

Sevgi ile keşfedeceğiniz tüm güzellikler ile sağlıcakla kalın: D:D:D


Belki gezdiğimiz yerleri sosyal medya hesaplarımızdan da takip etmek istersiniz :):)


İnstagram: @hurimuu

Facebook: @hurimuu ( Hurimu'nun Gezi Günlüğü ) 


 

 

 

 

Yorumlar

  1. Harika bir yer gwrçekten. Daha önce gitme imkanı bulmuştum

    YanıtlaSil
  2. Çadırdan şatoya terfi etmezsiniz ama şatosu olan bir çadırcı olursunuz belki bir gün:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Barbaros Koyu – Eğribük – Mersin

Kadıncık Barajı – Çamlıyayla – Mersin

Bolkar Dağları, Karagöl ve Çinili Göl - Aladağlar-Niğde

Kral Koyu ( Delik Deniz ) – Gazipaşa- Antalya

Azmak Nehri ve Akçapınar - Akyaka- Muğla

Phaselis Koyu – Kemer - Antalya

Narlıkuyu- Mersin

Kapadokya – Nevşehir