Barbaros Koyu – Eğribük – Mersin
Barbaros Koyu – Eğribük – Mersin
Doğanın en güzel hali sizce dokunulmamış olanı mı? Yoksa dokunularak değiştirilen mi?
Her gezdiğimizde içerlediğimiz
bazı konular oluyor. İnsan eli ile değiştirilmiş doğanın nasıl bozulduğu ile
ilgili.
Mersin’in Silifke ilçesine bağlı Eğribük
mahallesinde yer alan bu koy ana yoldan yaklaşık on dakika kadar aşağısında
kalıyor. Henüz insan eli değmemiş tüm doğallığı ile misafirlerini ağırlamakta.
İnsan eli değmemiş derken
tesisleşme olmadığını anlatmak için söylüyoruz bunları.
Alana Mersin güzergâhına olan ana
yoldan sağa doğru uzanan patika yola girerek ulaşıyorsunuz. Patika yola girince
sizi karşılayan Kamp yapmak yasak tabelası ve iki ayrı yol çıkacak önünüze.
Kamp yapmak yasak cezası var diye tabela yer alsa da biz aykırılık yaparak
alanı görmek üzere patika yola çevirdik direksiyonumuzu.
Patika yol dar ve kum. Bu sebeple
biraz dikkatli gitmeniz gerekecek. Yol üzerinde sağlı sollu tarım alanları
mevcut. Biz ziyaret ettiğimizde domatesler en kırmızı halleri ile toplanarak
yol kenarında satışa sunulmuştu. Kim bilir siz gittiğinizde alabileceğiniz farklı
ürünler yer alacaktır yol kenarlarında.
Patika yolun sonunda sizi sağda
bazı salaş yapılar ve birçok arabanın park ederek alana yayıldığı kamp
çadırları karşılayacak. Girdiğiniz bu alan da market yok, tuvalet yok ama duş var:
D ücreti 3 TL. Gelmeden yanınıza mutlaka gerekli ihtiyaçlarınızı temin ederek
yola çıkmalısınız. Çünkü ihtiyacınız halinde en yakın yere baya mesafe gidip
gelmeniz gerekecektir.
Her gittiğimiz yerde yaptığımız
gibi önce arabamızı koyarak alanı keşfe ve çadırımızı nereye kuracağımızı
kararlaştırmak üzere incelemeye çıkıyoruz. Sahil iki kısımdan oluşuyor. Koyun
sağ tarafında yemyeşil bir dağ ve eteklerinde kumsal, sol tarafında ise heybeti
ile dim dik koca çıplak bir dağ eteğinde iri taşlar ile kaplı kumsuz bir sahil olarak
karşılıyor bizi. Sanki ortadan şerit çekmişlercesine kum ve taşlık olarak iki
sahil bölümü oluşmuş.
Ana yoldan patika yola girerken
belirttiğimiz bir tabela vardı hatırladınız mı ? Kamp yapmanın yasak olduğunu
belirten. Sanırım bu tabelayı umursayan hiç kimse yok. Çünkü alan çadır dolu
imiş. Kamp tutkunlarının tercih ettiği güzel bir alan olmuş burası.
Neyse dönelim tekrar çadır kuracağımız alan için incelememize. Bizim için ana kriter suya yakın olmaktı. Bu sebeple en uygun alanı seçmeye çalıştık. Tercihimiz kum üzeri bir alan olsa da yer kalmadığı için sol tarafta iri taşların üzerine kurmak durumunda kaldık çadırımızı. İlerleyen saatlerde alandan ayrılanlar olunca denizin kenarına kadar getirdik çadırımızı.
Alan günübirlik kullanım içinde çok fazla rağbet almakta. Bu sebeple kalabalık oluyor. Gölgelik alan yok denecek kadar az. Bu alanlar da denizden biraz geride yer alan ağaçların altında mevcut. Yer bulabilirseniz tabiki ve suya uzak olmayı kabullenebilirseniz.
Kamp odaklı ve deniz odaklı
gidiyor iseniz mutlaka şemsiyenizi ve güneş kreminizi götürmenizi öneririz.
Biz yine deniz temalı bir kamp
yaptığımız için yanımıza maske ve paletimizi alarak girdik suya. Suyun
berraklığı ve serinliği harika. Koy çevresinde yer alan dağlar inanılmaz güzel
bir görüntü oluşturmuş koyda. Ve koyun denize doğru uzanan yaklaşık 200 metre
mesafedeki küçük adacığı farklı bir güzellik katmış bu mekânın doğasına.
Eğer yemek yapmak ile uğraşmak
istemiyor iseniz, alanın giriş kısmında yer alan salaş mekânlar da gözleme ve
kahvaltı yapabileceğiniz ürünler satılmakta. Biz doğanın güzellikleri arasında
kendi yemeğimizi yapmayı tercih ettik tabiki. Bir de bu tercihimize ayın
dolunay hali eşlik edince bizim için o yemeğin tadı, manzaranın güzelliği ile
bütünleşerek muntazam bir haz kattı günümüze.
Günü denize girerek geçirdikten sonra dinlenmeye geçelim dedik ama kalabalık sebebi ile oluşan ses hiç te bizim için dinlendirici olmadı. Bir de bunun üzerine şişme yatağımız patlayınca biraz uykusuz bir kamp geçirmiş olduk.
Sabah uyanınca güneş dağın
arkasında kaldığı için sabahın serinliği ile kahvaltımızı yaptık. Suyun
serinliğini hissetmek üzere kahvaltı öncesi daldık Barbaros’un derinliklerine.
Uykusuz geçirdiğimiz gecenin sabahında ayılmanın tek yolu bu olsa gerek diye düşündük:
D
Koca bir günü bu koyda geçirdik.
Bizim için güzel bir deneyim oldu.
Buradan ayrılmadan kendi aramızda kamp için tercih edilen bu alanın tesisleşmeden gelişmesinin doğayı koruduğu ve bu şekilde değerlendirilmesinin sevindirici olduğunu konuşurken, öğreniyoruz ki alan düşüncemizden uzak bir temaya sokulacakmış yakın zamanda. Arazi sahipleri bu alanı ücretli bir kamp alanı olarak tesisleştirecekmiş.
Umarım doğal güzelliğine
dokunmadan gerçekleştirilir bu çalışma. Aksi takdirde sevdiğimiz bu güzel
noktanın da insan eli ile yok edilerek değiştirilmesine şahitlik etmiş
olacağız.
Ha bir de yorumlarınız ile yazılarımızı desteklemek bizleri ziyadesi ile mutlu edecektir.
:D:D:D
#hurimu
@hurimu
Dokunulmamış olmasını tercih ederim ki bu tür durumlarda gittiğimiz herhangi bir yere başka bi tarihte gittiğimizde aynı yere gitmiş olmuyoruz, her şey değişmiş eski halinden eser kalmamış oluyor. Ne demiş Herakleitos “Aynı Nehirde İki Defa Yıkanılmaz”. Tıpkı bu söz gibi. Biz insanlar her şeyi değiştiriyoruz. İnsan eli değen her şey olumsuz değişim gösteriyor.
YanıtlaSilÇok güzel bir koy ama çok bu sene çok kalabalıktı. Biraz az insan gelse ne güzel olur:)
YanıtlaSilHarika bir yer
YanıtlaSil